29 Kasım 2016 Salı

Kırık Kalpler - Sarah Ockler | Kitap Yorumu








Kitabın Adı: Kırık Kalpler
Orijinal Adı: The Book of Broken Hearts
Yazarı: Sarah Ockler
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 350












ARKA KAPAK:
Her şey kalp kırıklığına işaret ettiğinde, aşkın iyileştirici gücüne inanabilir misiniz? Jude ablalarından çok şey öğrenmişti ama en önemlisi, Vargas erkeklerinden uzak durması gerektiğiydi. Bir Vargas erkeğini sevmenin yol açabileceği felakete, gözyaşlarına şahit olmuş ve ablalarıyla birlikte bir yemin etmişti: Asla bir Vargas'la birlikte olmayacaktı. Jude yaz tatilini hasta babasının klasik motorsikletini tamir ederek onu yeniden hayata bağlamaya adamıştı, ki bu da, bu işten anlayan birisini bulması anlamına geliyordu. Bulduğu kişinin sevimli bir çocuk olması Jude'un suçu muydu? Ve şaşırtıcı derecede tatlı? Ve ayrıca Vargas? Jude kendi kendine Emilio ile aralarında geçenlerin tamamen motorsikletle ilgili olduğunu söylüyordu. Ablaları asla bu durumu öğrenmeyecekti ve ayrıca Jude, Vargas erkeklerinin flörtöz hareketlerinin kilometrelerce uzaktan fark edebiliyordu, asla bir tanesine âşık olmazdı. Fakat işler Jude'un planladığı gibi gitmiyordu, tarih tekerrürden ibaretse kendisi hızla bir felakete doğru koşuyor demekti, tabii eğer ablaları yanılmamışsa...
YORUMUM:


Konusu kısaca Alzheimer hastası olan babasının mutluluğunu isteyen bir 17 yaşındaki bir kızın hayatını bir kenara bırakıp babası için elinden geleni yapması ve tüm ailenin bu yöndeki çabaları. Ne kadar kapağından ve isminden Aşk temalı bir kitap olduğunu düşünsem de konu itibariyle aile ilişkileri ön plandaydı. Kitaba başlarken konusunun bu yönde olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Yani bir aşk kitabı bekliyorsanız yanılıyorsunuz çünkü aşk kitapta ikinci planda. Emilio ile de zaten babasının anılarını canlandırmak için bulduğu babasına ait eski motorsikletini tamir ettirmek için tanışıyorlar.

İçerisindeki bazı İspanyolca kelimelerin çevrilip bazılarının çevirilmeyişi kafa karıştırıcıydı bence. Bunun dışında kitabın dili güzeldi ve akıcı bir kitaptı.

Jude’un karakterini, Papiyi(babası) çok sevdim. Özellikle aralarındaki bağı. Kitaptaki en güzel şeylerden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Fazlasıyla güzel yansıtılmıştı. Jude ve Emilio arasındaki diyalogları okumak da keyifliydi. En çok Jude’un arkadaşlarına sinir oldum kitapta çünkü sanki babasında bulaşıcı bir hastalık varmış gibi aileye yaklaşmamalarıydı.


Yeri geldi gülümsetti yeri geldi hüzünlendirdi. Bazen sıkılmışta olabilirim. Kız kardeşlerin “Vargas erkeklerine ölüm” tutumu bir süre sonra gerçekten çok sıkıcı bir hal aldı. Klişeler fazlaca vardı. (Aşk içeren kısımlar) Özellikle sonu çok klişeydi. Daha özgün ve farklı bir şeyler beklemiştim hiç değilse sonlarda değişik bir olay olabilirdi. Başta da söylediğim gibi özellikle babasıyla olan kısımları sevdim. Yani beni çok fazla heyecanlandıran bir kitap değildi. Böyle aile ilişkileri ve birazda aşk olsun diyorsanız okunabilir bir kitap. 

ALINTILAR:

Yüreğim, ağzıma hoş geldin. Kendini yabancı hissetme!

*****

Sadece tek bir hayatımız vardı. Günlerimizi oturup geçmişe özlem duyarak geçirebilirdik. Eski resimlere bakıp kendimize aynı eski hikâyeleri anlatabilirdik ama onlar sadece hikâyeydiler. Birer anı. Yaşanmış ve bitmişlerdi. Belki harika ve hayret vericiydiler, belki hayatlarımızı bir daha hiç değişmeyecek şekilde değiştirmişlerdi, ama artık yoktular.

*****

Papi'nin göz kenarları duyguyla karıştı. " Seni motosiklet binmeye kendim götürmediğim için üzgünüm Juju. İnsan gerçekten çok zamanı olduğunu düşünüyor ve sonra hayat geçiyor. Yarınlar bugün olduğunda bir bakmışsın ki...

*****

PUANIM:
3.5/5

21 Kasım 2016 Pazartesi

35. İstanbul Kitap Fuarı | Kitap Alışverişim



Uzun bir aradan sonra tekraardan herkese merhabaaaa! 

Hiç hesapta yokken Münevver(@mavienigma) ile Ayşin'in(@bibliyofilbaykus ) bol ısraraları üzerine Trabzon'dan İstanbul'a fuara gittim. :D(Ve daha önce hiç İstanbul'a gitmemiştim bol bolda gezdim:D)


Fuar tam olarak beklediğim gibi değildi zaten ilk gün Münevver ve kuzenimle birlikte gezdik. İndirime biz mi rastlamadik yoksa indirim mi yoktu tartışılır. Bana göre indirim yoktu internetten daha uygun fiyata hepsini alabilirdim ama ilk kez tüyapa gittim diye almak istedim. Hepsi listemde olan kitaplardı zaten. Okumak için sabırsızlanıyorum. 


Münevverle standları gezmek çok eğlenceliydi. Gerçi tam bir pislik olduğunu zaten biliyoruz. Ama seviyorum! 😍 Standlari gezerken Elif( @tardisayraclikiz) ile tanışma fırsatım oldu tıpkı videolarindaki gibi çok samimi ve içten. Ayşintoşu da sonunda gördüm. Çok fazla konuşma firsatimiz olmadı görevli olduğu için ama onu gördüğüm içinde çok mutlu oldum.


Sonunda Jbid@imbookwormm ve Gülcan@lilith_okuyor ile görüştük. Ayak üstü sohbet ettik zaten daha sonra orada fazla kalamadim ve daha da gidemedik fuara.Hepsi fazla minnoştu iyi ki tanışmışız. 😍Bi Sevdeyi@murekkep_yurek göremedim keşke görüşebilseydik tayfa tamamlanırdı.😔


Daha sonra Gamze (@upsspoilers) ve Büşra (@peraninkitapligi ) ile karşılaştık. İkisinide tanıdığım için mutluyum. Gamzeyle daha önce konusmamıştım ama YouTube dan takip ediyordum. Kendisi çok tatlış bir booktuber.(Münevver burda saydırmıştır shahdhsh) Ve son anda Mehlika ile de karşılaştık. Benim için güzel bir anı oldu bu Tüyap. İndirim olsaydı tadından yenmezdi tabi.


ALDIĞIM KİTAPLARA GELECEK OLURSAK:

PEGASUS YAYINLARI :
Sevdiğim Tüm Erkeklere (Bu kitaba ingilizce olarak başlamıştım hatta yarısındaydım ama pdf olarak okumayı çok sevmediğimden ingilizcesini alacaktım ama pegasus basnca kaçırmak istemedim.Pegasustan alacak olduğum 3 4 kitap daha vardı ama maalesef indirim oranı sıfır resmen. Bu kitabı da 22 tl ye anca indirdim. Yanında da karton poşet istemeyi ihmal etmedim tabi ama ayraç koymamışlar biraz üzdü.)

YABANCI YAYINLARI:
Kapkaranlık Ormanda (W dizisinde görünce hemen balıklama atladım :D)
Hava Uyanıyor (Aslında listemde değildi o sırada direk önümde bu vardı diye aldım denebilir. Çünkü bez çantaları ve rozetleri 50 tl üzerine veriyorlardı. Sırf o yüzden bunu da aldım üç kitaba toplam 62 verdim. 2 tl yi bile düşürmediler siz düşünün. Zaten bizimle ilgilenen kız suratsızdı açıkcası alında gidin der gibiydi. Ve zaten daha sonra eve gittiğimde bir de ne göreyim rozerleri koymamış poşete! Gelde çıldırma tabi. Sen taaa Trabzon'dan fuara gel rozet aldım diye mutlu ol ama rozetler poşetten çıkmasın. Neyse sonra kuzenime dedim o gidip almış.)
Yazdan Geriye Kalanlar ( Bu kitabı ne kadar zamandır ingilizce okuyacağım diye bekletiyordum ama çevirisi gelince almamak olmazdı. )

OLİMPOS YAYINLARI
Gizli Bahçe (Alışverişimin incisi resmen. Çıkacağını duyar duymaz listeme eklemiştim. Ve diziye tekrar başladım baya önceden izlemiştim zaten. Bu arada ben fuara ilk gün gittiğimde karton çantası yoktu daha sonradan gelmiş. Kuzenime dedim onu da gidip aldı. :D) 15 tl.

PARODİ YAYINLARI
Yolcu ( Kitabın kapağına cildine her şeyine vuruldum. Zaten yazar favorim okumak için sabırsızlanıyorum. Parodiden bir iki kitap daha alacaktım indirimler çok güzeldi ama ilk günden param bitsin istemedim. Ve daha sonrada fuara gitmedik.) 20 tl idi.

ALTIN KİTAPLAR:
Oyun Bitti ( Kitabın filmini izleyip çok beğenmiştim. İsmi Nerve idi sanırım. Eğlenceli bir filmdi. Kitabı olduğunu duyunca da hemen aldım. Aslında Kubbenin Altında yı alacaktım ama o sıra onu unutmuşum. :( Bir türlü alamadım şu kitabı içim gidiyor. 13 tl verdim bunada.

EK OLARAK:
Oyunbaz (Kuzenim verdi almış ama okumamış.)
Korece 1 ( Korece öğrenmeyi uzun zamandır istiyordum D&R de rastlayınca alasım geldi.)

Evet bu benim ilk tüyabımdı ve açıkcası hayal kırıklığına uğradım. Fuar dediğin indirimli olur. İnternette olan indirimden bile daha fazlaya satmak ne demek? Kalsın bundan sonra almayayım. Ama benim için güzel bir anı oldu.  

Siz fuara gittiniz mi? Hangi kitapları aldınız? Fiyatlardan memnun muydunuz? Şöyle yorum olaarak iliştirin. :D

8 Kasım 2016 Salı

Isla ve Mutlu Son -Stephanie Perkins | Kitap Yorumu

Adı: Isla ve Mutlu Son
Orijinal Adı: Isla and the Happily Ever After
Yazarı: Stephanie Perkins
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 328
Seri: Anna and the French Kiss #3













ARKA KAPAK:
Aşk onları bir yaz günü, asla uyumayan şehrin sokaklarında yakalamıştı… ama ya ona sahip çıkmak düşündükleri kadar da kolay değilse? Romantizme umutsuzca inanan Isla, lise birinci sınıftan beri kendini çizdiği karikatürler arasında kaybetmiş Josh'a âşıktı. Yaz tatili esnasında Manhattan'da yaşanan tesadüfi bir karşılaşma sonrasında Isla belki de aşkın o kadar da uzakta olmadığını fark etmişti. Ancak yeni okul yılının başlamasıyla Isla ve Josh, her genç çiftin karşılaştığı güçlüklerle yüz yüze gelmek zorunda kalmışlardı: ailevi sorunlar, gelecek kaygısı ve birbirlerinden ayrılmak zorunda kalabilecekleri gerçeği.
YORUMUM:

Kitabı Rabia ile okumaya başladık ve ben bitireli baya oluyor ancak yeni yorum yazabiliyorum. Çünkü vizelerim bitti çok şükür.
Öncelikle  yazarın yazım tarzını çok sevdiğimi belirtmeliyim. Her kitabından ayrı tat aldığım okuması eğlenceli çok minnoş kitaplardı hepsi. Merak unsurları yok ve kitaplarının sonlarını tahmin edebiliyorsunuz ama bu hiçbir şekilde kitaplarının akıcılığını ve güzelliğini bozmuyor. Üç kitap arasından hangisi favorin derseniz elbette Anna and the French Kiss olur cevabım.(St.Clair ve Anna) Yazarın tüm karakterlerini ayrı ayrı seviyorum. Fazla samimiler ve sanki gerçekmişler gibi.

Isla karakterinin o güvensiz hallerini yazar çok iyi bir şekilde bize yansıtmış. Evet bazen Isla’nın fazlasıyla sinir bozucu hareketler ve düşünceler içine girmesi sinir etmedi değil ama bence tam olarak yansıtılmak istenen de buydu. Josh karakterini ilk başlarda sevemedim doğruya doğru. İlişkilerinin de çok çabuk geliştiğini düşünüyorum. Ama sonlara doğru Josh u sevdim. Özellikle kendi otobiyografik çizgi romanını çizmesi vs çok hoşuma giden ayrıntılardandı. Ama keşke kitabın içinde o çizgi romandan olan sayfalara yer verilseydi. Kitabı daha çok sevebilirdim.

Kurt karakterine ilk başlarda çok fazla yer verilirken sonlara doğru hiç olmayışı sanki gereksiz bir karaktermiş gibi durdu bence. Josh gelince Isla’nın gözü kimseyi görmedi tabi. Ama Kurt ile olan arkadaşlıklarını sevdim.

En sevdiğim kısma gelecek olursak. Tabi ki okuyanlar hemen tahmin etmiştir. Tüm ekibin toplandığı sahne!! Zaten serinin tüm kitaplarında karakterlerin hep birbirleriyle bağlantılı olduklarını okuyorduk. Bu kitapta onları bir arada görünce çok mutlu oldum. Özellikle St.Clair ve Anna ikilisini görünce neşem ikiye katlandı. Lola ve Cricket ı da unutmamak gerek. Keşke daha uzun sahneleri olsaydı. Okumalara doyamazdım.


Kitaba zaten başladığınız anda hemen bitiyor. Yazarın dili çok akıcı, karakterler sıcacık. Romantik aşk kitabı okumak istiyorsanız kesinlikle okumanız gereken bir seri. Ve yazarın en sonunda kocasına yazdığı not diyorum ve susuyorum. 

ALINTILAR:

"Ufak tefek olmanı seviyorum. Seni cebimde taşıyabilecek olmayı seviyorum."

*****

İnsanlar kalp acısını iyileştiren tek şeyin zaman olduğunu söyler. Ama bu ne kadar zaman alacak?

*****

Keşke bana çizdiği şeylere baktığı gibi baksa. O zaman bende utangaçlıktan fazlasını yattığını görebilir, benim onda tembellikten fazlasının yattığını gördüğüm gibi.

*****

''Boş bir tuval sınırsız olasılıklarla doludur.''

*****

"Hikayesi yok. Bir gün seni gördüm ve öylece anlayıverdim." .


PUANIM:
3.75