20 Ekim 2016 Perşembe

Wonder -R.J. PALACIO | Kitap Yorumu

Orijinal Adı: Wonder -Mucize
Yazar: R.J. Palacio
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 334
Çevirmen: Berna Sirman
Türü: Genç Kurgu, Çocuk, Aile

















ARKA KAPAK:
Kaderinde Sıradışı Olmak Varsa Sıradan Kalamazsın… Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur. August (Auggie) Pullman yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğduğu için, normal bir okula gidemiyordu… şimdiye kadar. Yakında Beecher Ortaokulu'nda beşinci sınıfa başlayacak ve ömrünüzde bir kere bile "yeni çocuk" olduysanız, bunun ne kadar zorlu olduğunu tahmin edebilirsiniz. Dondurma yemek ve Xbox'ında oyun oynamak gibi sıradan şeyleri seven Auggie aslında sadece sıradışı yüzü olan, sıradan bir çocuk. Peki, yeni sınıf arkadaşlarını, görünüşünün ardında kendisinin de onlar gibi olduğuna ikna edebilecek mi?
YORUMUM:

Kitap bayağı elimde süründü kabul ama hem İngilizce olarak okuyordum hem de bir türlü elime alamıyordum. Wonder tam anlamıyla bitirdiğim tek İngilizce kitap. Dili fazlasıyla basit. Zaten 10 yaşındaki çocukların ağzından okuyoruz kitabı o yüzden cümleler çok basit.

Kısaca konusuna değinirsek; Auggie 10 yaşında ve doğuştan yüzünde fiziksel bozukluklar var. Bu yüzden okula hiç gitmemiş ve evde annesi tarafından eğitim görmüş. Ailesi artık beşinci sınıfa geldiği için onu okula yazdırmak ister ama Auggie buna karşı çıkar. Daha sonradan bir şekilde okula gitmeyi kabul eder. Ve kitabı ilk başta Auggie’nun açısından okusak da sonradan okuldaki ve ailesinden olan kişilerin bakış açılarından da okuyoruz.


Kendi çizimimi de araya sıkıştırayım. 
Bölüm bölüm herkesin bakış açısını okumak gerçekten keyif vericiydi.(Auggie’nin ablası Via, Via’nın sevgilisi Justin, Auggie’nin okuldan arkadaşları Jack ve Summer ve Via’nın arkadaşı Miranda)  Herkesin Auggie hakkında ne düşündüğünü ve ne hissettiğini okumak kitabı sevmemde büyük etken. Sadece Auggie tarafından aktarılsaydı bazı şeyler tam olmayacaktı. Belki de diğer karakterlere bakış açımız değişecekti ve onlara önyargıyla yaklaşacaktık. Yazarın bize farklı bakış açılarını sunması kitabı tekdüzelikten uzaklaştırmış. Kitabı sıkıcılaştırmayıp canlandırmış. İlk başlarda dram ağırlıklı bir kitap olur diye düşünmüştüm ama Auggie’nun neşeli ve eğlenceli hallerini gördükçe öyle olmadığını anladım.

Auggie’nin daha 10 yaşında insanlar tarafında sırf yüzü sıradışı diye tepkiler görmesi ve onun hissettiklerini okumak hem üzücüydü hem de bir yönden ders vericiydi. Genel olarak insanların dış görünüşlerine bakıp onları yargılayan bir toplumuz. Bu kitabı okuduğunuz zaman işte bu düşüncelerden tamamiyle arınıyorsunuz, ders alıyorsunuz. Dış görünüşün sadece bir hiçlikten ibaret olduğunu görüyorsunuz. Auggie’nin hissettiklerini okumak beni çok etkiledi. Sadece 10 yaşında.10! Ve öylesine saf ve temiz duyguları olan bir çocuk ki artık bir süre sonra insanların onun yüzünü gördüğünde attıkları çığlıkları görmezden gelebiliyor.

Kitapta ilk başlarda Auggie’nin okula adapte olmaya çalışmasını ve insanların ona bir virüsmüş gibi davranmasını okuyoruz.Ve o umutsuz bir şekilde tek başınayken Summer onun yanına geliyor. Summer karakteri o kadar tatlıydı ki en sevdiğim karakterlerden diyebilirim. Zaman ilerledikçe ikisinin dostluklarını okuyoruz. Fazla minnoşlar. Cool beans! Ve tabiki Jack’i de en başından beri sevdim.

Auggie’nin bölümleri kadar Via’nın bölümlerini de sevdim. Ailesinin sürekli Auggie ile ilgilenmesi ve Via’nın ilgiden yoksun kalmasına rağmen kardeşine hiç kızamaması. Bir taraftan liseye başlaması bir taraftan arkadaş sorunsalları derken ilgiye en muhtaç olduğu anlarda ilgisiz kalması ve yazarın onun hissettiklerini çok iyi şekilde vermiş olması çok gerçekçiydi. Gelelim Auggie’nin ailesine. Auggie doğduğu ilk andan beri onların “mucizesi”. Aile bağları sımsıkıydı ve gayet neşeli bir ailesi vardı.

Kitap fazla gerçekçiydi. Okuyan herkesin ders çıkaracağı, dostluk, sevgi, nezaketin ne demek olduğunu bu kitapta göreceksiniz. Ve tabiki önyargılarınızı kıracaksınız.Bol bol duygu karmaşaları yaratan bir kitap. Bir bölümde üzülüyorsunuz sonra bir bakıyorsunuz Auggie yine yüzünüzü gülümsetiyor. Bazen de çevredeki insanlara sinirleniyorsunuz. Fazlasıyla duygu yoğunluğu olan ama bir o kadarda akıcı olan bir kitap.

Sonlara doğru sanki olaylar gerçekçiliğini yitirdi gibi. Bazı karakterlerin değişimlerinden dolayı sanırım ben öyle hissettim. Bu yüzden hafif hayal kırıklığına uğramadım değil. Bunun dışında kesinlikle muazzam farkındalık yaratacak bir kitap. Yaşınız ne olursa olsun alın okuyun.


ALINTILAR:

“I think there should be a rule that everyone in the world should get a standing ovation at least once in their lives.” 


“Now that I look back, I don't know why I was so stressed about it all this time. Funny how sometimes you worry a lot about something and it turns out to be nothing.” 


“The things we do outlast our mortality. The things we do are like monuments that people build to honor heroes after they've died. They're like the pyramids that the Egyptians built to honor the pharaohs. Only instead of being made of stone, they're made out of the memories people have of you.” 


“MR. BROWNE'S SEPTEMBER PRECEPT:

WHEN GIVEN THE CHOICE BETWEEN BEING
RIGHT OR BEING KIND, CHOOSE KIND.” 


“Sometimes I think my head is so big because it is so full of dreams” 


“My mom smiled at me. Her smile kind of hugged me.” 


“Jack, sometimes you don't have to mean to hurt someone to hurt someone. You understand?” 


“I love that feeling when you first open your eyes in the morning and you don’t even know why everything seems different than usual. Then it hits you: Everything is quiet. No cars honking. No buses going down the street. Then you run over to the window, and outside everything is covered in white: the sidewalks, the trees, the cars on the street, your windowpanes. And when that happens on a school day and you find out your school is closed, well, I don’t care how old I get: I’m always going to think that that’s the best feeling in the world. And I’m never going to be one of those grown-ups that use an umbrella when it’s snowing—ever.” 



“Cool beans.” 


PUANIM:
4.35/5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder