20 Ocak 2018 Cumartesi

Warcross: Bir Sanal Gerçeklik Oyunu - Marie Lu (WARCROSS #1) I Kitap Yorumu



Kitabın Adı: Warcross : Bir Sanal Gerçeklik Oyunu
Yazar: Marie Lu
Çevirmen:Onur Kınacı Birler
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Seri: Warcross #1
Sayfa Sayısı: 359
Türü: Bilim kurgu











ARKA KAPAK:

On yıl önce başlayan bu tutku artık bazıları için gerçekten kaçmak için bir seçenek, bazıları içinse kâr etmek için bir kaynak haline gelmişti. İki yakasını bir araya getirmek için çabalayıp duran Emika Chen bir ödül avcısı olarak çalışıyor, yasadışı olarak bahis oynayan Warcross oyuncularının peşine düşüyordu. Ancak ödül avcılığı kolay bir iş değildi, rekabet fazlaydı ve ayakta kalmak giderek zorlaşıyordu. Kolay para kazanabilmek için Emika bir risk alarak Warcross Şampiyonası'nın açılış oyununu hacklemişti; bir glitch ile oyuna sızarak istemeden de olsa kendisini oyunun ortasında bulmuş ve bir gecede herkesin konuştuğu kişi haline gelmişti.

Tutuklanacağına neredeyse emin olan Emika, oyunun yaratıcısı, genç milyarder Hideo Tanaka'dan bir çağrı aldığında şaşkına dönmüştü: Üstelik kendisine reddedilmesi neredeyse imkânsız bir teklif sunulmuştu. Bir güvenlik sorununu ortaya çıkarabilmek için Hideo'nun bu seneki şampiyonada bir ajana ihtiyacı vardı ve bu iş için Emika'yı istiyordu. Hiç vakit kaybetmeden Tokyo'ya götürülen Emika, kendisini her zaman hayalini kurduğu geleceğin içinde bulmuştu. Fakat kısa süre içinde Warcross evreninin düşündüğünden çok daha tehlikeli olduğunu anlayacaktı...

YORUMUM:


Warcross’u okumaya bana kitabı hediye eden biricik arkadaşım Büşra (@peraninkitapligi) ile başladık. Ne kadar o benden önce bitirmiş olsa da (bütlerimden dolayı gecikme oldu) bende bütlerden sonra kitabı hemen bitirdim. Büşra’nın hesabından da yorumunu mutlaka okuyun.


Warcross gerek tasarımıyla gerek konusuyla ilgimi oldukça çeken bir kitaptı. Oyun temalı kitapları ayrı bir seviyorum o yüzden kitaba başlarken beklentim oldukça yüksekti. Beklentimi bazı yönlerden karşılamamış olsa da yaratılan o Warcross dünyasını çok sevdim. Öncelikle konusundan kısaca bahsedecek olursam; Warcross, Hideo Tanaka tarafından yaratılan ve tüm dünya çapında oynanan neredeyse yaşam tarzı haline gelmiş bir sanal gerçeklik oyunu. Baş karakterimiz Emika Chen de geçimini bu oyunda sahtekarlık yapanları bularak sağlayan ödül avcısı bir hacker. Oyun NöroLink adı verilen gözlüklerle veya lenslerle oynanıyor. Gözlükleri taktığınız anda bu sanal evrene girmiş oluyorsunuz. Bu sanal gerçeklik oyunu herkes tarafından oynanabiliyor ama en iyilerin yarıştıkları turnuvalara herkes dahil edilmiyor. Turnuvalar oyun için özel olarak tasarlanan sanal mekanlarda gerçekleşiyor. Oyunun amacı ise kendi takımının cevherini koruyup karşı takımın cevherini ele geçirmek. 

Bu kitap Marie Lu’nun okuduğum ilk kitabıydı ve kitabı sevdiğimi söyleyebilirim. Gayet hızlı ilerleyen, tempolu bir bilim kurgu romanıydı. Kurgusunu, yazarın anlatımını, mekanlarını ve en önemlisi Warcross evrenini gerçekten çok sevdim. Mekanların en ince ayrıntısına kadar sunulması sanki o evrendeymişim gibi hissettirdi.

Emika Chen karakterini sırf hacker olduğu için bile çok sevebilirim. (Her zaman hacker olmaya özenmişimdir) Hele gökkuşağı renginde boyanmış saçları ve kaykayı. Fazla söze gerek yok Emika benden tam not aldı çünkü kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, dışardan ne kadar belalı bir tip gibi görünse de aslında oldukça duygusal bir karakter. Hideo Tanaka, karakterine gelecek olursam sanırım en uzak hissettiğim karakterlerden birisi Hideo karakteriydi. En başından itibaren bana karakteri bulanık, belirsiz geldi. Isınamadım. Diğer yan karakterlerin de üzerlerinde pek durulmaması hoşuma gitmedi. Onlar hakkında da biraz daha bilgi verilmesi gerektiğini düşünüyorum çünkü hep bir şeyler eksik kalmış gibiydi. İkinci kitapta eminim bunlara yer verilecektir ama her karakter için bu yapılınca bu beni karakterlere karşı uzak hissettirdi. 

*spoiler* Emika ile Hideo’nun ilişkisini yavan bulan bir tek ben değilimdir diye düşünüyorum. Umarım ikinci kitapta Hideo karakteri toparlanır.*spoiler bitimi*

Bahsetmeden geçmek istemediğim bir nokta ise sanal gerçeklik gözlüğünü veya lensini taktığınızda çevrenizde yabancı bir dilde konuşan bir kişinin söylediklerini oyunun hemen çeviriyor olmasıydı. Şuan böyle bir şey olsa harika olmaz mıydı? 

Daha önce oyun temalı Nerve ve Erebos kitapları okumuştum. Warcross evreninin aralarında en iyisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü bana gerçekten oyunun içindeymişim gibi hissettirdi. Ama kitabın sonu tam olarak düşündüğüm gibi bittiği için yazara sinir olmadım değil. Daha çarpıcı bir son beklediğimi itiraf etmeliyim. 

Sonuç olarak diyeceğim şu ki; bilim kurgu romanları seviyorsanız ve oyunlara ilginiz varsa mutlaka görmeniz gereken bir evren Warcross evreni. İkinci kitabı büyük bir merakla bekliyorum umarım birinci kitapta Hideo karakteri için hissedemediğim o duyguyu hissedebilirim.


PUANIM:
4/5