Adı: Isla ve Mutlu Son
Orijinal Adı: Isla and the Happily Ever After
Yazarı: Stephanie Perkins
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 328
Seri: Anna and the French Kiss #3
ARKA KAPAK:Aşk onları bir yaz günü, asla uyumayan şehrin sokaklarında yakalamıştı… ama ya ona sahip çıkmak düşündükleri kadar da kolay değilse? Romantizme umutsuzca inanan Isla, lise birinci sınıftan beri kendini çizdiği karikatürler arasında kaybetmiş Josh'a âşıktı. Yaz tatili esnasında Manhattan'da yaşanan tesadüfi bir karşılaşma sonrasında Isla belki de aşkın o kadar da uzakta olmadığını fark etmişti. Ancak yeni okul yılının başlamasıyla Isla ve Josh, her genç çiftin karşılaştığı güçlüklerle yüz yüze gelmek zorunda kalmışlardı: ailevi sorunlar, gelecek kaygısı ve birbirlerinden ayrılmak zorunda kalabilecekleri gerçeği.
YORUMUM:
Kitabı Rabia ile okumaya başladık ve ben bitireli baya oluyor ancak
yeni yorum yazabiliyorum. Çünkü vizelerim bitti çok şükür.
Öncelikle yazarın yazım tarzını çok sevdiğimi belirtmeliyim.
Her kitabından ayrı tat aldığım okuması eğlenceli çok minnoş kitaplardı hepsi.
Merak unsurları yok ve kitaplarının sonlarını tahmin edebiliyorsunuz ama bu
hiçbir şekilde kitaplarının akıcılığını ve güzelliğini bozmuyor. Üç kitap
arasından hangisi favorin derseniz elbette Anna and the French Kiss olur
cevabım.(St.Clair ve Anna) Yazarın tüm karakterlerini ayrı ayrı seviyorum. Fazla
samimiler ve sanki gerçekmişler gibi.
Isla karakterinin o güvensiz hallerini yazar çok iyi bir şekilde
bize yansıtmış. Evet bazen Isla’nın fazlasıyla sinir bozucu hareketler ve
düşünceler içine girmesi sinir etmedi değil ama bence tam olarak yansıtılmak
istenen de buydu. Josh karakterini ilk başlarda sevemedim doğruya doğru. İlişkilerinin
de çok çabuk geliştiğini düşünüyorum. Ama sonlara doğru Josh u sevdim.
Özellikle kendi otobiyografik çizgi romanını çizmesi vs çok hoşuma giden
ayrıntılardandı. Ama keşke kitabın içinde o çizgi romandan olan sayfalara yer
verilseydi. Kitabı daha çok sevebilirdim.
Kurt karakterine ilk başlarda çok fazla yer verilirken sonlara
doğru hiç olmayışı sanki gereksiz bir karaktermiş gibi durdu bence. Josh
gelince Isla’nın gözü kimseyi görmedi tabi. Ama Kurt ile olan arkadaşlıklarını
sevdim.
En sevdiğim kısma gelecek olursak. Tabi ki okuyanlar hemen tahmin
etmiştir. Tüm ekibin toplandığı sahne!! Zaten serinin tüm kitaplarında
karakterlerin hep birbirleriyle bağlantılı olduklarını okuyorduk. Bu kitapta
onları bir arada görünce çok mutlu oldum. Özellikle St.Clair ve Anna ikilisini
görünce neşem ikiye katlandı. Lola ve Cricket ı da unutmamak gerek. Keşke daha
uzun sahneleri olsaydı. Okumalara doyamazdım.
Kitaba zaten başladığınız anda hemen bitiyor. Yazarın dili çok
akıcı, karakterler sıcacık. Romantik aşk kitabı okumak istiyorsanız kesinlikle
okumanız gereken bir seri. Ve yazarın en sonunda kocasına yazdığı not diyorum
ve susuyorum.
ALINTILAR:
"Ufak tefek olmanı seviyorum. Seni cebimde taşıyabilecek olmayı seviyorum."
*****
İnsanlar kalp acısını iyileştiren tek şeyin zaman olduğunu söyler. Ama bu ne kadar zaman alacak?
*****
Keşke bana çizdiği şeylere baktığı gibi baksa. O zaman bende utangaçlıktan fazlasını yattığını görebilir, benim onda tembellikten fazlasının yattığını gördüğüm gibi.
*****
''Boş bir tuval sınırsız olasılıklarla doludur.''
*****
"Hikayesi yok. Bir gün seni gördüm ve öylece anlayıverdim." .
PUANIM:
3.75
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder