Kitabın Adı: Kırık Kalpler
Orijinal Adı: The Book of Broken Hearts
Yazarı: Sarah Ockler
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Sayfa Sayısı: 350
ARKA KAPAK:Her şey kalp kırıklığına işaret ettiğinde, aşkın iyileştirici gücüne inanabilir misiniz? Jude ablalarından çok şey öğrenmişti ama en önemlisi, Vargas erkeklerinden uzak durması gerektiğiydi. Bir Vargas erkeğini sevmenin yol açabileceği felakete, gözyaşlarına şahit olmuş ve ablalarıyla birlikte bir yemin etmişti: Asla bir Vargas'la birlikte olmayacaktı. Jude yaz tatilini hasta babasının klasik motorsikletini tamir ederek onu yeniden hayata bağlamaya adamıştı, ki bu da, bu işten anlayan birisini bulması anlamına geliyordu. Bulduğu kişinin sevimli bir çocuk olması Jude'un suçu muydu? Ve şaşırtıcı derecede tatlı? Ve ayrıca Vargas? Jude kendi kendine Emilio ile aralarında geçenlerin tamamen motorsikletle ilgili olduğunu söylüyordu. Ablaları asla bu durumu öğrenmeyecekti ve ayrıca Jude, Vargas erkeklerinin flörtöz hareketlerinin kilometrelerce uzaktan fark edebiliyordu, asla bir tanesine âşık olmazdı. Fakat işler Jude'un planladığı gibi gitmiyordu, tarih tekerrürden ibaretse kendisi hızla bir felakete doğru koşuyor demekti, tabii eğer ablaları yanılmamışsa...
YORUMUM:
Konusu kısaca Alzheimer hastası olan babasının mutluluğunu isteyen
bir 17 yaşındaki bir kızın hayatını bir kenara bırakıp babası için elinden geleni
yapması ve tüm ailenin bu yöndeki çabaları. Ne kadar kapağından ve isminden Aşk
temalı bir kitap olduğunu düşünsem de konu itibariyle aile ilişkileri ön
plandaydı. Kitaba başlarken konusunun bu yönde olduğu hakkında hiçbir fikrim
yoktu. Yani bir aşk kitabı bekliyorsanız yanılıyorsunuz çünkü aşk kitapta
ikinci planda. Emilio ile de zaten babasının anılarını canlandırmak için
bulduğu babasına ait eski motorsikletini tamir ettirmek için tanışıyorlar.
İçerisindeki bazı İspanyolca kelimelerin çevrilip
bazılarının çevirilmeyişi kafa karıştırıcıydı bence. Bunun dışında kitabın dili
güzeldi ve akıcı bir kitaptı.
Jude’un karakterini, Papiyi(babası) çok sevdim. Özellikle
aralarındaki bağı. Kitaptaki en güzel şeylerden birinin bu olduğunu
düşünüyorum. Fazlasıyla güzel yansıtılmıştı. Jude ve Emilio arasındaki
diyalogları okumak da keyifliydi. En çok Jude’un arkadaşlarına sinir oldum
kitapta çünkü sanki babasında bulaşıcı bir hastalık varmış gibi aileye
yaklaşmamalarıydı.
Yeri geldi gülümsetti yeri geldi hüzünlendirdi. Bazen
sıkılmışta olabilirim. Kız kardeşlerin “Vargas erkeklerine ölüm” tutumu bir
süre sonra gerçekten çok sıkıcı bir hal aldı. Klişeler fazlaca vardı. (Aşk
içeren kısımlar) Özellikle sonu çok klişeydi. Daha özgün ve farklı bir şeyler
beklemiştim hiç değilse sonlarda değişik bir olay olabilirdi. Başta da
söylediğim gibi özellikle babasıyla olan kısımları sevdim. Yani beni çok fazla
heyecanlandıran bir kitap değildi. Böyle aile ilişkileri ve birazda aşk olsun
diyorsanız okunabilir bir kitap.
ALINTILAR:
Yüreğim, ağzıma hoş
geldin. Kendini yabancı hissetme!
*****
Sadece tek bir hayatımız vardı. Günlerimizi
oturup geçmişe özlem duyarak geçirebilirdik. Eski resimlere bakıp kendimize
aynı eski hikâyeleri anlatabilirdik ama onlar sadece hikâyeydiler. Birer anı.
Yaşanmış ve bitmişlerdi. Belki harika ve hayret vericiydiler, belki
hayatlarımızı bir daha hiç değişmeyecek şekilde değiştirmişlerdi, ama artık
yoktular.
*****
Papi'nin göz kenarları duyguyla karıştı. "
Seni motosiklet binmeye kendim götürmediğim için üzgünüm Juju. İnsan gerçekten
çok zamanı olduğunu düşünüyor ve sonra hayat geçiyor. Yarınlar bugün olduğunda
bir bakmışsın ki...
*****
PUANIM:
3.5/5
Ya çok kötü Alzheimer Hastalığı, kitabın konusunu beğendim sana iyi okumalar :)
YanıtlaSilEvet ya Allah kimsenin başına vermesin :(
Sil